Dünyanın Reçinesi Tükeniyor: Tütsü Tehdit Altında!

Boswellia ağaçlarından elde edilen günlük reçinesi (frankincense), aşırı hasat, iklim değişikliği ve böcek salgınları nedeniyle hızla azalıyor. Tütsü için kullanılan bazı türlerin popülasyonları çöküşte; 20 yıl içinde üretim yarıya düşebilir – bu, binlerce yıllık tarihi bir ürünün geleceğini tehlikeye atıyor.Detaylar haberimizde…
Günlük Reçinesinin Tarihi ve Güncel Önemi
Günlük reçinesi, Boswellia ağaçlarının kabuğundan sızan aromatik bir madde. İncil’de bebek İsa’ya hediye edilen üç Magi’den biri olarak anılır; binlerce yıldır tütsü, parfüm ve geleneksel tıpta kullanılır. Günümüzde wellness sektörünün yıldızı: Meditasyon, aromaterapi ve kozmetikte yaygın.
BBC Future’ın makalesine göre, küresel pazar 2023’te 363 milyon dolar değerinde; 2032’ye kadar 700 milyona çıkması bekleniyor. Ana üretim bölgeleri Horn of Africa (Somaliland, Somali, Etiyopya) ve Arabistan Yarımadası. Somaliland’ın B. frereana türü “frankincense kralı” olarak biliniyor; yıllık ihracat 1.000 tonu aşıyor.
Frankincense (Akgünlük sakıcı), Somaliland’da bulunan ve nesli tehlikeye yakın olarak sınıflandırılan B. sacra ağaçları gibi çeşitli Boswellia ağacı türleri tarafından üretilen bir tür tütsü reçine. (Fotoğraf: Stephen Johnson).
Üretim Azalmasının Ana Nedenleri: Aşırı Hasat ve Ekonomik Baskı
En büyük tehdit aşırı hasat. Geleneksel yöntemler az kesim yaparken, bugün ağaçlar aşırı kesiliyor – iyileşme 10 yıldan fazla sürüyor. Hasatçılar, düşük fiyatlar nedeniyle daha fazla reçine çıkarmaya zorlanıyor: Kg başına 2-5 dolar alıyorlar, Batı’da ise 60-100 dolara satılıyor.
Somaliland’da Salaban Salad Muse gibi hasatçılar, aile geleneğini sürdürüyor ama ekonomik baskılar sürdürülemez hasata itiyor. Orta adamlar, spot kontratlarla sömürüyor. Çatışma bölgelerinde düzenleme eksikliği sorunu büyütüyor.
İklim Değişikliği ve Çevresel Tehditler
İklim değişikliği üretimi vuruyor: Su stresi, pastoralizmi azaltıyor; hasatçılar gelir için daha fazla ağaç kesiyor. Böcek salgınları (odun yiyen böcekler) yıkıcı. 2019 Nature çalışması, Etiyopya ve Sudan’daki B. papyrifera popülasyonlarının %75’inde genç ağaç eksikliği buldu; doğal yenilenme decades yok.
Akgünlük sakızı, günlük ve sığla isimleriyle de bilinen tütsü ve parfümlerde kullanılan aromatik bir reçine.
Aşırı otlatma, sık yangınlar ve pervasız kesim yenilenmeyi engelliyor. Flash floods gibi aşırı hava olayları kökleri söküyor. Çoğu tür vahşi ağaçlara bağımlı; yetiştirme sınırlı.
Ekonomik ve Sosyal Etkiler
Pazar büyüyor ama yerel hasatçılar az pay alıyor. Wellness sektörü (5,6 trilyon dolar) talebi artırıyor; lüks markalar yüksek fiyatla satıyor. Hasatçılar yoksulluk döngüsünde: Düşük gelir, aşırı hasat, ağaç ölümü.
Somaliland gibi bölgelerde frankincense ana gelir kaynağı; tükeniş, toplulukları vuracak. Kadın ve gençler en çok etkilenenler.
Olası Çözümler ve Umut Işıkları
Yetiştirme projeleri umut veriyor: Etiyopya ve Batı Afrika’da ölçeklendirilebilir. Dayaxa Frankincense Export Company (DFEC), mobil traceability app ile tedarik zincirini izliyor: GPS’li fotoğraflar, ağaç sağlığı takibi. 2023-2024 pilotu, 8.000 hasatçıya ulaştı; 3.000+ ağaç kaydedildi.
Blok zinciri benzeri sistemler, etik ticareti teşvik ediyor. Katolik Kilisesi’nin (ticaretin %5’i) sürdürülebilir talep yaratması öneriliyor. Veri toplama ve eğitimle yenilenme artırılabilir.
Türkiye’de Günlük Reçinesi ve Benzer Riskler
Türkiye’de günlük reçinesi ithal; aromaterapi ve kozmetikte kullanılıyor. İklim değişikliği benzer tehditler yaratıyor: Kuraklık, orman yangınları yerel bitkileri etkiliyor. Sürdürülebilir ithalat ve yerel alternatifler (örneğin çam reçinesi) tartışılıyor.
Uzmanlar, traceability’nin önemini vurguluyor; KVKK kapsamında veri ve tedarik zinciri şeffaflığı şart.
Gelecek Projeksiyonu: Tükeniş mi, Kurtarma mı?
20 yıl içinde üretim yarıya düşebilir; bazı türler yok olabilir. Ancak yetiştirme, izlenebilirlik ve talep düzenlemesiyle önlenebilir. Bu, küresel wellness sektörünün sorumluluğunu sorgulatıyor: Binlerce yıllık bir miras, sürdürülemez tüketimle kaybolmasın.
Ek: Akgünlük’ün Tarihçesi
Akgünlük, Somali ve Arap Yarımadası‘nda 5.000 yıldan fazla bir süredir ticareti yapılan bir üründür.[14] Yunan tarihçi Herodot, Tarihler adlı eserinde, akgünlük reçinesinin güney Arabistan’daki ağaçlardan toplandığını yazmıştır. Reçinenin toplanmasının, ağaçları koruyan kanatlı yılanlar nedeniyle tehlikeli olduğunu belirtmiş ve storaksın dumanının yılanları uzaklaştırdığını ifade etmiştir.[15][16][17] Gaius Plinius Secundus da Naturalis Historia adlı eserinde akgünlükten bahsetmiştir.[18][19]
Hristiyanlığın yayılmasından önce Roma İmparatorluğu‘nda kullanılan akgünlük, Batı Avrupa‘ya muhtemelen Frank Haçlıları ve diğer Batılılar tarafından Doğu Roma İmparatorluğu‘na yaptıkları seyahatler sırasında yeniden tanıtıldı.[20] Doğu Roma’da kilise ayinlerinde yaygın olarak kullanılan bu tütsü, Batı Avrupa’da da benimsendi.
Antik çağlarda Güney Arabistan, akgünlük ihracatının önemli merkezlerinden biriydi ve bu değerli reçine, Çin’e kadar uzanan ticaret yollarında alınıp satılıyordu. 13. yüzyılda Çinli yazar ve gümrük müfettişi Zhao Rukuo, akgünlük reçinesinin Ruxiang veya Xunluxiang olarak bilindiğini ve üç Dashi (Arap) devletinden geldiğini yazmıştır: Maloba (Marbat), Shihe (Şihr) ve Nufa (Zufar).
Bu reçine, uzak dağların derinliklerinde yetişen ağaçlardan elde edilirdi.[21] Ağacın gövdesine balta ile açılan çentiklerden sızan reçine zamanla sertleşir, ardından toplanarak bloklar haline getirilirdi. Akgünlük, önce fillerle Dashi limanlarına taşınır, ardından gemilerle Sanfoqi‘ye sevk edilirdi. Bu yüzden Sanfoqi ürünü olarak da anılırdı.[22]
Hristiyan geleneğinde akgünlük, İncil‘deki Matta İncili‘nde anlatıldığı üzere, Müneccimler tarafından İsa‘ya doğumunda sunulan armağanlardan biridir.


